Allah'ın yaratıcı gücü ve insanların nankörlüğü
1 Övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve ışığı var eden Allah'a aittir. Yine de inkâr edenler Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
2 Sizi çamurdan yaratan, sonra bir süre belirleyen O'dur. Belirlenmiş süre O'nun katındadır. Siz hâlâ şüphe ediyorsunuz.
3 O, göklerde ve yerde Allah'tır. Gizlinizi ve açığınızı bilir, kazandıklarınızı da bilir.
İnkârcıların tutumu ve uyarılması
4 Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler.
5 Gerçek kendilerine geldiğinde onu yalanladılar. Yakında alay ettikleri şeyin haberleri onlara gelecektir.
6 Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi görmediler mi? Onları yeryüzünde size vermediğimiz imkânlarla yerleştirmiştik. Gökten üzerlerine bol bol yağmur yağdırmış, altlarından ırmaklar akıtmıştık. Sonra günahları sebebiyle onları yok ettik ve ardından başka nesiller yarattık.
7 Sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik ve ona elleriyle dokunsalardı bile inkâr edenler yine de Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil derlerdi.
8 Ona bir melek indirilseydi ya dediler. Eğer bir melek indirseydik iş bitirilmiş olurdu sonra onlara göz açtırılmazdı.
9 Eğer onu bir melek kılsaydık yine onu bir adam suretinde yapardık ve onları yine düştükleri karışıklığa düşürürdük.
10 Senden önceki elçilerle de alay edilmişti. Ama alay ettikleri şey alay edenleri kuşatıverdi.
11 De ki Yeryüzünde dolaşın sonra yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın.
Allah'ın her şeyi bilmesi ve kontrolü
12 De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allahtır. O kendine merhameti yazmıştır. Sizi kuşkusuz kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerini zarara uğratanlar inanmazlar.
13 Gece ve gündüzde barınan her şey onundur. O işitendir, bilendir.
14 De ki: Gökleri ve yeri yaratan, yediren ama yedirilmeyen Allahtan başkasını mı dost edineceğim? De ki: Bana teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın ortak koşanlardan olma.
15 De ki: Eğer Rabbime karşı gelirsem büyük bir günün azabından korkarım.
16 O gün kim ondan uzaklaştırılırsa, Allah ona merhamet etmiştir. Bu apaçık başarıdır.
17 Allah sana bir sıkıntı verirse, onu ondan başka giderecek yoktur. Sana bir iyilik verirse, o her şeye gücü yetendir.
18 O, kullarının üstünde egemendir. O, bilgedir, haberdardır.
19 De ki: Hangi şey tanıklık bakımından en büyüktür? De ki: Allah benimle sizin aranızda tanıktır. Bu Kuran bana vahyedildi ki onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allahla beraber başka tanrılar olduğuna mı tanıklık ediyorsunuz? De ki: Ben tanıklık etmem. De ki: O ancak tek tanrıdır ve ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.
Peygamberin görevi ve vahyin önemi
20 Kendilerine kitap verdiklerimiz onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
21 Allah hakkında yalan uyduran veya onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz zalimler başarıya ulaşmazlar.
22 O gün hepsini toplayacağız, sonra ortak koşanlara diyeceğiz ki: Nerede iddia ettiğiniz ortaklarınız?
23 Sonra onların mazereti ancak şöyle demek olacaktır: Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz ortak koşanlar değildik.
24 Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler. Uydurdukları şeyler de onlardan uzaklaşıp kayboldu.
İnkârcıların Kur'an'a karşı tutumu
25 Onların içinde seni dinleyenler var. Fakat anlamasınlar diye kalplerinin üzerine örtüler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Her türlü delili görseler de ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar. İnkâr edenler, Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil, derler.
26 Onlar başkalarını ondan alıkoyar ve kendileri de ondan uzak dururlar. Onlar farkında olmadan yalnızca kendilerini yok ederler.
27 Ateşin karşısında durdurulduklarında, Keşke geri döndürülseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve inananlardan olsaydık, dediklerini bir görsen.
28 Hayır, önceden gizledikleri şeyler onlara göründü. Geri gönderilselerdi yine kendilerine yasaklanan şeylere dönerlerdi. Şüphesiz onlar yalancılardır.
29 Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Biz diriltilecek de değiliz, dediler.
30 Rablerinin huzurunda durdurulduklarında onları bir görsen. Allah, Bu gerçek değil mi? dedi. Onlar, Evet, Rabbimize andolsun ki gerçektir, dediler. Allah, Öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın, dedi.
31 Allah ile karşılaşmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet o saat ansızın onlara geldiğinde, günahlarını sırtlarına yüklenerek, Oradaki kusurlarımızdan dolayı yazıklar olsun bize, diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri şey ne kötüdür.
32 Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?
Peygamberlerin karşılaştığı zorluklar ve Allah'ın desteği
33 Onların söylediklerinin seni üzdüğünü biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar.
34 Senden önce de elçiler yalanlandı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, sonunda yardımımız onlara ulaştı. Allah'ın sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur. Elçilerin haberlerinden bir kısmı sana gelmiştir.
35 Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, yapabilirsen yerin içine bir delik ya da göğe bir merdiven ara ve onlara bir mucize getir. Allah dileseydi, onları doğru yolda toplardı. Öyleyse cahillerden olma.
36 Ancak işitenler çağrıya cevap verir. Ölüleri ise Allah diriltir, sonra ona döndürülürler.
37 Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi dediler. De ki: Allah bir mucize indirmeye elbette kadirdir, fakat çoğu bilmezler.
Allah'ın gücü ve hayvanların yaratılışı
38 Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi topluluklar olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra hepsi Rablerine toplanacaklar.
39 Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içinde sağır ve dilsizdirler. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir.
40 De ki: Söyleyin bakalım, size Allahın azabı gelse veya kıyamet saati gelse, Allahtan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru sözlüyseniz cevap verin.
41 Hayır, yalnız Ona yalvarırsınız. O da dilerse yalvardığınız sıkıntıyı giderir ve siz ortak koştuklarınızı unutursunuz.
Önceki toplumların imtihanı ve cezalandırılması
42 Senden önceki toplumlara da elçiler gönderdik. Onları sıkıntı ve zorlukla sınadık, belki alçakgönüllü olurlar diye.
43 Onlara sıkıntımız geldiğinde neden alçakgönüllü olmadılar? Fakat kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi.
44 Kendilerine hatırlatılanı unuttukları zaman, onlara her şeyin kapılarını açtık. Kendilerine verilenle sevindiklerinde, onları ansızın yakaladık ve umutsuzluğa düştüler.
45 Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Övgü, âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.
46 De ki: Düşündünüz mü hiç, eğer Allah işitmenizi ve görmenizi alsa ve kalplerinizi mühürlese, Allah'tan başka hangi tanrı onları size geri verebilir? Bak, ayetleri nasıl açıklıyoruz, sonra onlar yüz çeviriyorlar.
47 De ki: Düşündünüz mü hiç, eğer Allah'ın azabı size ansızın veya açıkça gelse, zalim toplumdan başkası mı yok edilir?
Peygamberlerin görevi ve mesajı
48 Biz elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim inanır ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
49 Ayetlerimizi yalanlayanlar ise yoldan çıkmaları sebebiyle azaba uğrayacaklardır.
50 De ki: Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Size bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. De ki: Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
51 Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla uyar. Onların Allah'tan başka ne bir dostları ne de bir aracıları vardır. Belki sakınırlar.
Allah'a yönelmenin önemi ve şefaat
52 Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek ona yalvaranları yanından kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur. Onları kovarsan zalimlerden olursun.
53 Böylece biz onların bazısını bazısıyla denedik ki Aramızdan Allah bunlara mı lütufta bulundu desinler. Allah şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
54 Ayetlerimize inananlar sana geldiklerinde de ki Size selam olsun. Rabbiniz merhameti kendine yazdı. Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar sonra ardından tövbe edip düzeltirse şüphesiz O bağışlayandır esirgeyendir.
55 İşte böylece ayetleri açıklıyoruz ki suçluların yolu belli olsun.
Peygamberin tutumu ve görevleri
56 De ki: Allah'tan başka yalvardıklarınıza tapmam yasaklandı bana. De ki: Sizin arzularınıza uymam. O zaman sapmış olurum ve doğru yolu bulanlardan olmam.
57 De ki: Ben Rabbimden gelen açık bir kanıt üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız Allah'ındır. O gerçeği anlatır ve O ayırt edenlerin en hayırlısıdır.
58 De ki: Acele istediğiniz şey benim elimde olsaydı, benimle sizin aranızda iş bitirilmişti. Allah zalimleri daha iyi bilir.
59 Gaybın anahtarları O'nun yanındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen bir yaprak, yerin karanlıklarında olan bir tane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.
60 Geceleyin sizi öldüren, gündüzün ne yaptığınızı bilen, sonra belirlenmiş süre tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten O'dur. Sonra dönüşünüz O'nadır. Sonra yaptıklarınızı size haber verecektir.
61 O, kullarının üstünde mutlak hakimdir. Size koruyucular gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onun canını alır. Onlar görevlerinde kusur etmezler.
62 Sonra gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. Bilin ki hüküm O'nundur ve O hesap görenlerin en hızlısıdır.
Allah'ın kurtarıcı gücü ve şükür
63 De ki: Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kurtaran kimdir? O'na alçak gönüllülükle ve gizlice yalvarırsınız: Eğer bizi bundan kurtarırsa kesinlikle şükredenlerden olacağız.
64 De ki: Allah sizi ondan ve her sıkıntıdan kurtarır. Sonra siz yine ortak koşarsınız.
65 De ki: O, size üstünüzden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye, ya da sizi gruplara ayırıp birbirinize şiddet tattırmaya gücü yetendir. Bak, anlasınlar diye ayetleri nasıl açıklıyoruz.
66 Halbuki o gerçek olduğu halde, senin halkın onu yalanladı. De ki: Ben sizin üzerinize vekil değilim.
67 Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bileceksiniz.
Kur'an'a saygı ve inkârcılardan uzak durma
68 Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşanları gördüğünde, başka bir konuya geçene kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unuttursa, hatırladıktan sonra zalim toplulukla oturma.
69 Sakınanlar onların hesabından sorumlu değildir, fakat belki sakınırlar diye hatırlatmak gerekir.
70 Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Onunla öğüt ver ki bir kimse kendi kazandığıyla felakete düşmesin. Allah'tan başka ne bir dostu ne de bir şefaatçisi olmaz. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıklarıyla felakete uğrayanlardır. İnkâr ettikleri için onlara kaynar sudan içecek ve acı bir azap vardır.
Doğru yolda olmanın önemi
71 De ki: Allah'ı bırakıp bize fayda veya zarar veremeyen şeylere mi yalvaralım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra, şeytanların saptırıp şaşkın halde çölde bıraktığı, arkadaşlarının ise 'Bize gel!' diye doğru yola çağırdığı kişi gibi gerisin geriye mi döndürülelim? De ki: Allah'ın yolu, asıl doğru yoldur. Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredildi.
72 Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan sakının diye. O, huzurunda toplanacağınız varlıktır.
73 O, gökleri ve yeri hak ile yaratandır. 'Ol' dediği gün her şey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sur'a üflendiği gün hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
İbrahim'in Allah'ı arayışı ve putları reddetmesi
74 İbrahim babasına demişti ki: Putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve halkını açık bir sapkınlık içinde görüyorum.
75 Böylece İbrahim'e göklerin ve yerin hükümranlığını gösteriyorduk ki kesin inananlardan olsun.
76 Gece onu sarınca bir yıldız gördü. Bu mu benim Rabbim dedi. Yıldız batınca, Ben batanları sevmem dedi.
77 Ayı doğarken görünce, Bu mu benim Rabbim dedi. O da batınca, Rabbim beni doğru yola iletmezse sapkınlardan olurum dedi.
78 Güneşi doğarken görünce, Bu mu benim Rabbim? Bu daha büyük dedi. O da batınca, Ey halkım! Ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım dedi.
79 Ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana, doğruya yönelerek çevirdim. Ben ortak koşanlardan değilim.
80 Halkı onunla tartışmaya girdi. O dedi ki: Allah beni doğru yola iletmişken benimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz? Ben sizin ortak koştuklarınızdan korkmam. Rabbimin dilediği dışında. Rabbimin bilgisi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünmüyor musunuz?
81 Allah'ın size hiçbir delil indirmediği şeyleri ona ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da ben sizin ortak koştuklarınızdan nasıl korkarım? Şimdi biliyorsanız söyleyin, iki gruptan hangisi güvende olmaya daha layıktır?
82 İnananlar ve inançlarına haksızlık karıştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve doğru yolda olanlar da onlardır.
83 İşte bunlar, İbrahim'e halkına karşı verdiğimiz kanıtlarımızdır. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.
Peygamberler ve onların yolu
84 Ona İshak'ı ve Yakub'u verdik. Her birini doğru yola ilettik. Daha önce Nuh'u da doğru yola iletmiştik. Onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u da. İşte biz iyi davrananları böyle ödüllendiririz.
85 Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da. Hepsi iyilerdendir.
86 İsmail'i, Elyesa'yı, Yunus'u ve Lut'u da. Hepsini dünyalara üstün kıldık.
87 Onların atalarından, soylarından ve kardeşlerinden bazılarını da seçtik ve doğru yola ilettik.
88 Bu, Allah'ın yol göstermesidir. Kullarından dilediğini buna iletir. Eğer onlar ortak koşsalardı, yaptıkları boşa giderdi.
89 Onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar bunları inkâr ederse, biz onları inkâr etmeyen bir topluluğa veririz.
90 İşte, Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu sadece dünyalar için bir öğüttür.
Kur'an'ın önemi ve peygamberin görevi
91 Allah'ın değerini gereğince bilemediler. Dediler ki: Allah insana hiçbir şey indirmedi. De ki: Musa'nın insanlara bir ışık ve rehber olarak getirdiği Kitabı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp gösteriyorsunuz ve çoğunu gizliyorsunuz. Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretildi. De ki: Allah indirdi. Sonra onları bırak, daldıkları batakta oyalansınlar.
92 Bu da bizim indirdiğimiz mübarek bir Kitaptır. Kendinden öncekileri doğrulayan, kentlerin anasını ve çevresindekileri uyarman için. Ahirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını sürekli kılarlar.
93 Allah'a karşı yalan uydurandan veya kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken Bana vahyolundu diyenden, ya da Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim diyenden daha zalim kim olabilir? Ölüm sıkıntıları içinde kıvranırken zalimleri bir görsen! Melekler ellerini uzatmış, Çıkarın canlarınızı! Bugün Allah'a karşı gerçek olmayanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek yüz çevirdiğiniz için alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız derler.
94 Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi yapayalnız bize geldiniz ve size verdiğimiz şeyleri arkanızda bıraktınız. Hakkınızda Allah'ın ortakları olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki bağlar kopmuş ve iddia ettikleriniz sizden kaybolup gitmiştir.
Allah'ın yaratma gücü ve doğanın işaretleri
95 Tohumu ve çekirdeği çatlatan Allah'tır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Nasıl yüz çevirirsiniz?
96 Sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı hesap ölçüsü kıldı. Bu, güçlü ve bilgin olanın düzenlemesidir.
97 Yıldızları kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için yaratan O'dur. Bilen bir toplum için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık.
98 Sizi tek bir candan yaratan O'dur. Sonra bir kalış yeri, bir de emanet yeri var. Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık.
99 Gökten su indiren O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık. O bitkiden yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş taneler çıkarırız. Hurma ağacının tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar çıkarırız; birbirine benzer ve benzemez. Meyve verirken ve olgunlaşırken ürününe bakın. Kuşkusuz bunda inanan bir toplum için ayetler vardır.
Allah'a ortak koşmanın yanlışlığı
100 Cinleri Allah'a ortak yaptılar. Oysa onları O yarattı. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar uydurdular. O, onların nitelediklerinden uzak ve yücedir.
101 Gökleri ve yeri yoktan var edendir. O'nun nasıl çocuğu olabilir? O'nun bir eşi yoktur. Her şeyi O yarattı. O her şeyi bilendir.
102 İşte Rabbiniz Allah budur. O'ndan başka tanrı yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır. Öyleyse O'na kulluk edin. O her şeyin üzerinde vekildir.
103 Gözler O'nu idrak edemez ama O gözleri idrak eder. O en ince ayrıntıları bilendir, her şeyden haberdardır.
104 Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. Kim görürse kendi yararına, kim kör olursa kendi zararınadır. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
105 İşte böylece ayetleri çeşitli biçimlerde açıklıyoruz ki onlar, Sen ders almışsın desinler ve biz de onu anlayan bir topluluğa açıklayalım.
106 Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka tanrı yoktur. Ortak koşanlardan yüz çevir.
107 Allah dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.
İnançlara saygı ve Allah'ın bilgisi
108 Allah dışında yalvardıklarına sövmeyin, sonra onlar da bilgisizce düşmanlıkla Allah'a söverler. Böylece her topluluğa yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri Rablerinedir. O, yaptıklarını onlara bildirecektir.
109 Var güçleriyle Allah'a yemin ettiler, eğer onlara bir mucize gelse kesinlikle ona inanacaklar diye. De ki: Mucizeler yalnızca Allah katındadır. Onlara mucize gelse bile inanmayacaklarını anlamıyor musunuz?
110 Onların kalplerini ve gözlerini çeviririz. İlk kez inanmadıkları gibi ve onları azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız.
111 Onlara melekleri indirseydik, ölüler onlarla konuşsaydı ve her şeyi karşılarında toplasaydık, Allah dilemedikçe yine de inanmazlardı. Fakat çoğu bunu bilmiyor.
Şeytanların ve inkârcıların düşmanlığı
112 Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarından düşmanlar kıldık. Aldatmak için birbirlerine süslü sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları uydurduklarıyla baş başa bırak.
113 Ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin, ondan hoşlansınlar ve işledikleri günahları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.
Allah'ın hükmü ve sözünün mükemmelliği
114 Allah'ın size indirdiği Kitabı ayrıntılı olarak açıkladığı halde O'ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz onun Rabbin tarafından hak olarak indirildiğini bilirler. Öyleyse sakın şüpheye düşenlerden olma.
115 Rabbinin sözü doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir bilendir.
116 Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahmin yürütüyorlar.
117 Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanı en iyi bilendir. O doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Helal ve haram yiyecekler
118 Eğer Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılarak kesilenlerden yiyin.
119 Size ne oluyor da, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Oysa O, size haram kıldıklarını ayrıntılı olarak açıklamıştır. Ancak çaresiz kaldığınızda yemeniz hariç. Gerçekten birçoğu bilgisizce kendi istekleriyle insanları saptırıyor. Şüphesiz Rabbin haddi aşanları çok iyi bilir.
120 Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir.
121 Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Kuşkusuz bu büyük günahtır. Şeytanlar kendi dostlarına, sizinle tartışmaları için mutlaka fısıldarlar. Eğer onlara uyarsanız şüphesiz siz de Allah'a ortak koşanlar olursunuz.
İman ve inkârın karşılaştırılması
122 Ölü iken dirilttiğimiz ve insanlar arasında yürümesi için kendisine bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? İşte inkâr edenlere yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir.
123 İşte böyle, her şehirde suçluların önde gelenlerini oraya yerleştirdik ki orada hileler yapsınlar. Onlar yalnızca kendilerine hile yaparlar ama farkında değillerdir.
124 Onlara bir ayet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe asla inanmayacağız derler. Allah elçiliğini nereye vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılanma ve şiddetli bir azap isabet edecektir, kurdukları tuzaklar yüzünden.
125 Allah kimi doğru yola iletmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü sanki göğe yükseliyormuş gibi daraltır, sıkıştırır. İşte Allah, inanmayanların üstüne böyle pislik çökertir.
126 Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alan bir toplum için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık.
127 Onlar için Rablerinin katında barış yurdu vardır. O, yaptıklarından dolayı onların dostudur.
Kıyamet günü ve hesap
128 Hepsini bir araya topladığı gün: Ey cin topluluğu! İnsanlardan çoğunu saptırdınız der. İnsanlardan onların dostları: Rabbimiz, birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık derler. Allah: Ateş sizin barınağınızdır, Allah dilemedikçe orada sürekli kalacaksınız der. Rabbin gerçekten bilge ve bilgilidir.
129 İşte böylece kazandıkları yüzünden zalimlerin bir kısmını diğerlerine yönetici yaparız.
130 Ey cin ve insan topluluğu! Size kendi içinizden ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınızı bildiren elçiler gelmedi mi? Derler ki: Kendi aleyhimize tanıklık ederiz. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin inkârcı olduklarına dair tanıklık ettiler.
131 Bu, Rabbinin halkı habersizken haksız yere kentleri yok etmeyeceği içindir.
132 Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.
Allah'ın merhameti ve adaleti
133 Rabbin zengindir ve merhamet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi başka bir topluluğun soyundan getirdiği gibi, sizden sonra dilediğini yerinize getirir.
134 Size vaat edilen kesinlikle gerçekleşecektir ve siz bunu engelleyemezsiniz.
135 De ki: Ey halkım, elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Yakında kimin sonunun hayırlı olacağını bileceksiniz. Şüphesiz zalimler kurtuluşa ermezler.
Putperestlerin yanlış inançları ve uygulamaları
136 Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O'na pay ayırdılar ve kendi zanlarınca, Bu Allah'ın, bu da ortaklarımızın dediler. Ortakları için olan Allah'a ulaşmıyor, ama Allah için olan ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar.
137 Aynı şekilde, ortakları, putperestlerin çoğuna çocuklarını öldürmeyi güzel gösterdi. Onları helake sürüklemek ve dinlerini karıştırmak için. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları uydurduklarıyla baş başa bırak.
138 Kendi iddialarına göre dediler ki: Bu hayvanlar ve ekinler dokunulmazdır. Bizim izin verdiklerimiz dışında kimse onları yiyemez. Bazı hayvanların sırtları haram kılınmıştır. Bazı hayvanlar üzerine Allah'ın adını anmazlar. Bunların hepsini Allah'a iftira ederek uydurmuşlardır. Uydurdukları şeyler yüzünden onları cezalandıracaktır.
139 Dediler ki: Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize aittir, kadınlarımıza haramdır. Eğer ölü doğarsa, o zaman hepsi ona ortak olur. Allah bu nitelemelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.
140 Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı Allah'a iftira ederek haram sayanlar kesinlikle ziyana uğramışlardır. Onlar sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.
Allah'ın nimetleri ve şükür
141 O, çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, zeytinleri ve narları birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratandır. Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve hasat günü hakkını verin, ama israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
142 Hayvanlardan da yük taşıyanları ve küçükbaş hayvanları yarattı. Allah'ın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
Helal ve haram hayvanlar
143 Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki. De ki: İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunanı mı? Eğer doğru söyleyenlerdenseniz bana bilgiyle haber verin.
144 Deveden iki, sığırdan iki. De ki: İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunanı mı? Yoksa Allah size bunları vasiyet ettiğinde orada mıydınız? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
145 De ki: Bana vahyolunanda, yiyen kimse için yenmesi haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Ancak leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o pistir- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olması dışında. Kim mecbur kalırsa, taşkınlık yapmadan ve sınırı aşmadan yerse, şüphesiz Rabbin bağışlayandır, merhametlidir.
146 Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Ancak sırtlarında veya bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç. Bu, onların taşkınlıkları yüzünden verdiğimiz cezadır. Biz elbette doğru söyleyeniz.
147 Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir merhamet sahibidir. Onun azabı suçlu topluluktan geri çevrilmez.
Müşriklerin bahaneleri ve Allah'ın iradesi
148 Ortak koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Ve hiçbir şeyi de yasaklamazdık. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı, sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz sadece tahmin yürütüyorsunuz.
149 De ki: En güçlü kanıt Allah'ındır. O dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.
150 De ki: Allah'ın bunu yasakladığına tanıklık edecek tanıklarınızı getirin. Eğer onlar tanıklık ederlerse sen onlarla beraber tanıklık etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
Allah'ın emirleri ve yasakları
151 De ki: Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya iyi davranın. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Biz sizi de onları da rızıklandırırız. Açık ve gizli kötülüklere yaklaşmayın. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte bunları Allah size öğüt verdi ki akıl erdiresiniz.
152 Yetimin malına, ergenlik çağına erişinceye kadar, en güzel şeklin dışında yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz kişiye ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Konuştuğunuz zaman, yakınınız dahi olsa, adaletli olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. İşte bunları Allah size öğüt verdi ki hatırlayasınız.
153 Bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Musa'ya verilen kitap ve İslam'ın mesajı
154 Sonra iyilik yapanlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitabı verdik ki Rablerine kavuşacaklarına inansınlar.
155 Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitaptır. Ona uyun ve sakının ki merhamet olunasınız.
156 Bizden önce Kitap yalnızca iki topluluğa indirildi, biz onların okumasından habersizdik demeyesiniz diye.
157 Veya bize Kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk demeyesiniz diye. İşte size Rabbinizden açık bir delil, doğru yol gösterici ve rahmet geldi. Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden dolayı kötü bir azapla cezalandıracağız.
İman etmek için beklenen işaretler
158 Onlar sadece meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı işaretlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı işaretleri geldiği gün, daha önce inanmamış veya imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye imanı fayda vermez. De ki: Bekleyin, şüphesiz biz de bekliyoruz.
159 Dinlerini parçalayıp gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allaha kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
160 Kim bir iyilikle gelirse ona on katı vardır. Kim bir kötülükle gelirse ona sadece dengi ile karşılık verilir ve onlara haksızlık edilmez.
Doğru yol ve İbrahim'in dini
161 De ki: Rabbim beni doğru yola, dosdoğru bir dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.
162 De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.
163 Onun ortağı yoktur. Bana böyle emredildi ve ben Müslümanların ilkiyim.
164 De ki: Allah her şeyin Rabbi iken ben O'ndan başka bir Rab mi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O size, ayrılığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir.
165 Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O bağışlayandır, esirgeyendir.