İnsanlığın kökeni ve akrabalık ilişkileri
1 Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde gözetleyicidir.
2 Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla değiştirmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.
3 Eğer yetim kızlar hakkında adaletli davranamamaktan korkarsanız, size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Şayet adaletli davranamamaktan korkarsanız o zaman bir tane alın veya sahip olduğunuz ile yetinin. Bu, adaletten sapmamanız için en uygun olanıdır.
4 Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin. Eğer onlar mehrin bir kısmını size gönül rızası ile bağışlarlarsa, onu afiyetle yiyin.
5 Allah'ın size geçim kaynağı kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
6 Yetimleri evlenme çağına ulaşıncaya kadar deneyin. Eğer onlarda olgunlaşma görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler diye onların mallarını israf ederek ve aceleyle yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın. Yoksul olan ise meşru ölçüde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Yetimler ve miras hukuku
7 Erkeklere anne babanın ve yakın akrabaların bıraktıklarından bir pay vardır. Kadınlara da anne babanın ve yakın akrabaların bıraktıklarından bir pay vardır. Azından da çoğundan da belirlenmiş bir pay vardır.
8 Miras paylaşımı sırasında yakın akrabalar, yetimler ve yoksullar hazır bulunursa, onlara da ondan bir şeyler verin ve onlara güzel sözler söyleyin.
9 Arkalarında zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onlar için endişe edenler, yetimlere haksızlık yapmaktan korksunlar. Allah'tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.
10 Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar alevli bir ateşe gireceklerdir.
11 Allah size çocuklarınız hakkında şöyle emreder: Erkeğe iki kadının payı kadar verilir. Eğer kadınlar ikiden fazla ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır. Eğer kız çocuğu bir tane ise, yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığının altıda biri anne babasından her birine aittir. Eğer çocuğu yoksa ve mirasçı olarak yalnız anne babası kalmışsa, annesine üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, annesine altıda bir düşer. Bu paylaştırma, ölenin yapacağı vasiyetten ve borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş paylardır. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir.
12 Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu paylaştırma, yapacakları vasiyetten ve borçtan sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri eşlerinizindir. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Bu paylaştırma, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonradır. Eğer bir erkek veya kadının, anne babası ve çocukları olmadığı halde malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Eğer bundan fazla iseler, üçte bire ortaktırlar. Bu paylaştırma, yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğratılmaksızın yapılacaktır. Bunlar Allah'tan bir emirdir. Allah bilendir, yumuşak davranandır.
13 Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar, orada sürekli kalırlar. İşte bu büyük başarıdır.
14 Kim Allah'a ve Peygamberine karşı gelir ve sınırlarını aşarsa, Allah onu sürekli kalacağı bir ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
Evlilik, aile ilişkileri ve cinsel ahlak
15 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı aranızdan dört tanık getirin. Eğer tanıklık ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
16 İçinizden fuhuş yapan iki kişiyi cezalandırın. Eğer tövbe eder ve düzelirse onları bırakın. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul edendir, merhametlidir.
17 Allah'ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük yapıp sonra çabucak tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul eder. Allah bilendir, bilgedir.
18 Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, 'Ben şimdi tövbe ettim' diyenler ile kâfir olarak ölenler için tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
19 Ey inananlar! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.
20 Eğer bir eşi bırakıp yerine başka bir eş almak isterseniz, öncekine yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. Siz onu iftira ederek ve açık günaha girerek mi geri alacaksınız?
21 Onu nasıl geri alırsınız ki, birbirinizle kaynaşmıştınız ve onlar sizden sağlam bir söz almışlardı.
22 Geçmişte olanlar hariç, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. Çünkü bu bir edepsizlik, öfke ve nefret doğuran bir iştir. Ne kötü bir yoldur o!
23 Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle birleştiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, eğer anneleri ile birleşmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur, öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi birlikte almanız. Ancak geçmişte olan geçmiştir. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
24 Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Ancak sahip olduğunuz cariyeler bunun dışındadır. Allah'ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla istemeniz size helal kılındı. Onlardan faydalandığınıza karşılık kararlaştırılmış olan ücretlerini verin. Ücret kararlaştırdıktan sonra, karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
25 Sizden kimin, hür mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mümin genç kızlarınızdan alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları halinde, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, ücretlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu, içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Toplumsal düzen ve ahlaki kurallar
26 Allah size açıklamak, sizi önceki toplumların yollarına iletmek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah bilendir, bilgedir.
27 Allah sizin tövbelerinizi kabul etmek ister, ama arzularına uyanlar sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler.
28 Allah sizin yükünüzü hafifletmek istiyor. İnsan zayıf yaratılmıştır.
29 Ey inananlar! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaret başka. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.
30 Kim düşmanlık ve haksızlıkla bunu yaparsa, onu ateşe sokacağız. Bu Allah için kolaydır.
31 Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere sokarız.
32 Allah'ın bazılarınızı diğerlerinden üstün kıldığı şeyleri istemeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay var, kadınlara da kazandıklarından bir pay var. Allah'ın lütfundan isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir.
33 Anne babanın ve yakınların bıraktıklarından her biri için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizle bağladığınız kimselere de paylarını verin. Şüphesiz Allah her şeye tanıktır.
34 Erkekler kadınların koruyucusudurlar. Çünkü Allah birini diğerinden üstün kılmıştır ve erkekler mallarından harcamaktadırlar. İyi kadınlar itaatkârdır. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri kocalarının yokluğunda da korurlar. Başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onlara karşı başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür.
35 Eğer karı kocanın arasının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
36 Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
37 Onlar cimrilik ederler, insanlara da cimriliği emrederler ve Allah'ın lütfundan kendilerine verdiğini gizlerler. Biz inkâr edenlere alçaltıcı bir azap hazırladık.
38 Mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan kimseleri de Allah sevmez. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü bir arkadaştır.
39 Allah'a ve ahiret gününe inansalar ve Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan harcasalar ne olurdu sanki? Allah onları çok iyi bilir.
40 Şüphesiz Allah zerre kadar haksızlık etmez. İyilik olursa onu kat kat artırır ve kendi katından büyük bir ödül verir.
41 Her toplumdan bir tanık getirdiğimiz ve seni de onlara tanık olarak gösterdiğimiz zaman halleri nice olacak?
42 O gün Allah'ı inkâr edip Peygambere karşı gelenler, yerle bir olmayı dileyecekler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler.
İbadet ve temizlik kuralları
43 Ey inananlar! Sarhoşken ne söylediğinizi bilene kadar, cünüpken de yolcu olmanız dışında gusül almadıkça namaza yaklaşmayın. Eğer hastaysanız veya yolculuktaysanız veya tuvaletten gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuşsanız ve su bulamamışsanız, temiz bir toprağa yönelip yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.
Yahudiler ve Kitap Ehli ile ilişkiler
44 Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Sapkınlığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
45 Allah düşmanlarınızı çok iyi bilir. Dost olarak Allah yeter, yardımcı olarak da Allah yeter.
46 Yahudilerden bazıları kelimeleri yerlerinden kaydırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak Dinledik ve karşı geldik, işit, işitmez olası ve bizi güt derler. Eğer onlar Dinledik, itaat ettik, işit ve bizi gözet deselerdi, kendileri için daha iyi ve daha doğru olurdu. Fakat Allah onları inkârları sebebiyle lanetledi. Artık pek az inanırlar.
47 Ey kendilerine kitap verilenler! Yanınızdakini doğrulayıcı olarak indirdiğimize inanın. Biz birtakım yüzleri silip arkalarına çevirmeden veya onları cumartesi adamları gibi lanetlemeden önce inanın. Allahın emri mutlaka yerine gelecektir.
48 Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalan günahları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allaha ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işlemiştir.
49 Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Hayır! Allah dilediğini temize çıkarır ve onlara kıl kadar haksızlık edilmez.
50 Bak, Allaha karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.
51 Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Puta ve sahte tanrıya inanıyorlar. İnkâr edenler için de Bu, inananlardan daha doğru yoldadır diyorlar.
52 İşte bunlar, Allahın lanetlediği kimselerdir. Allah kimi lanetlerse, artık ona hiçbir yardımcı bulamazsın.
53 Yoksa onların hükümranlıktan bir payı mı var? Öyle olsaydı insanlara zerre kadar bir şey vermezlerdi.
54 Yoksa onlar, Allahın lütfundan insanlara verdiklerini kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmet verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
55 Böylece onlardan ona inanan da vardı, ondan yüz çeviren de. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.
56 Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
57 İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada ebedi kalacaklardır. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları koyu bir gölge altında bulunduracağız.
Adalet, emanet ve yönetim
58 Allah size emanetleri sahiplerine vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işiten ve görendir.
59 Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Elçiye itaat edin ve sizden olan yöneticilere de. Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah'a ve Elçiye götürün, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız. Bu daha hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.
60 Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Reddedilmesi kendilerine emredildiği halde sahte yargıya başvurmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapkınlığa düşürmek istiyor.
61 Onlara Allah'ın indirdiğine ve Elçiye gelin denildiğinde, ikiyüzlülerin senden tamamen uzaklaştıklarını görürsün.
62 Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket geldiğinde nasıl olur? Sonra sana gelip Allah'a yemin ederek Biz sadece iyilik ve uzlaşma istedik derler.
63 İşte onlar Allah'ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve kendilerine içlerine işleyecek sözler söyle.
64 Biz her elçiyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettiklerinde sana gelselerdi, Allah'tan bağışlanma dileselerdi ve Elçi de onlar için bağışlanma dileseydi, Allah'ı affedici ve merhametli bulurlardı.
65 Hayır, Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe inanmış olmazlar.
66 Eğer biz onlara kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın diye yazsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü tutsalardı, onlar için daha hayırlı ve daha sağlam olurdu.
67 O zaman elbette kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik.
68 Ve onları doğru yola iletirdik.
69 Kim Allah'a ve Elçiye itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular, şehitler ve iyilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır.
70 Bu lütuf Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.
Savaş ve barış hükümleri
71 Ey inananlar, tedbirinizi alın. Gruplar halinde veya hep birlikte savaşa çıkın.
72 İçinizden öylesi var ki ağır davranır. Başınıza bir felaket gelirse der ki: Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım.
73 Eğer Allah'tan size bir lütuf erişirse sanki sizinle onun arasında hiç dostluk yokmuş gibi keşke onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarıya erseydim der.
74 O halde dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsın. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse ona büyük bir ödül vereceğiz.
75 Size ne oluyor da Allah yolunda ve Ey Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize katından bir koruyucu ver, bize katından bir yardımcı ver diyen zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
76 İnananlar Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler ise şeytanın yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.
77 Kendilerine ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir grup insanlardan Allah'tan korkar gibi hatta daha çok korkarak dediler ki: Rabbimiz, niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir süreye kadar erteleseydin ya! De ki: Dünya geçimi azdır. Ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez.
78 Nerede olursanız olun ölüm size ulaşacaktır, sağlam ve yüksek kalelerde bulunsanız bile. Onlara bir iyilik gelirse bu Allah'tandır derler. Onlara bir kötülük gelirse bu senin yüzündendir derler. De ki: Hepsi Allah'tandır. Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!
79 Sana gelen iyilik Allah'tandır. Sana gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
80 Kim elçiye itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi göndermedik.
81 Peki diyorlar. Ama yanından çıktıklarında içlerinden bir grup, söylediğinden başkasını kuruyor. Allah onların kurduklarını yazıyor. Sen onlardan yüz çevir ve Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.
82 Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından olsaydı, onda birçok çelişki bulurlardı.
83 Kendilerine güvenlik veya korku ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu elçiye ve içlerinden yetki sahibi kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya yetkili olanlar onu anlarlardı. Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, mutlaka şeytana uyardınız.
84 Artık Allah yolunda savaş. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah inkâr edenlerin gücünü kırar. Allah'ın gücü daha üstündür ve cezası daha şiddetlidir.
85 Kim güzel bir işe aracılık ederse onun da o işten bir payı olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyi gözetendir.
86 Bir selamla selamlandığınızda siz ondan daha güzeliyle selamlayın veya aynıyla karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyin hesabını yapandır.
87 Allah, kendisinden başka ilah olmayandır. Andolsun sizi kıyamet günü toplayacaktır. Bunda hiç şüphe yoktur. Kimdir sözü Allah'tan daha doğru olan?
88 Size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah onları yaptıkları yüzünden başaşağı etmiştir. Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın.
89 Kendileri nasıl inkâr ettilerse sizin de öyle inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin ne de bir yardımcı.
90 Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak istemediklerinden yürekleri sıkılarak size gelenler başka. Allah dileseydi onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse Allah size onlara karşı bir yol vermemiştir.
91 Diğer bir grubu da hem sizden emin olmak hem de kavimlerinden emin olmak isterken bulacaksınız. Bunlar ne zaman fitneye çağrılsalar ona atılırlar. Eğer sizden uzak durmazlar, size barış teklif etmezler ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.
Hata ile adam öldürme ve kısas
92 Bir inanan bir inananı yanlışlıkla öldürürse, inanan bir köle özgür bırakması ve ölenin ailesine kan parası ödemesi gerekir. Ancak aile bağışlarsa bu ödenmez. Eğer öldürülen inanandır ama size düşman bir topluluktan ise, inanan bir köle özgür bırakmak gerekir. Eğer aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise, ailesine kan parası ödemek ve inanan bir köle özgür bırakmak gerekir. Bunları bulamayan, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay aralıksız oruç tutmalıdır. Allah bilendir, bilgedir.
93 Kim bir inananı kasten öldürürse cezası, içinde sürekli kalacağı cehennemdir. Allah ona öfkelenmiş, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.
94 Ey inananlar! Allah yolunda savaşa çıktığınızda iyi araştırın. Size barış önerisinde bulunana, dünya hayatının geçici yararını gözeterek, Sen inanan değilsin demeyin. Allah katında çok ganimetler var. Önceden siz de öyleydiniz, Allah size iyilik etti. Öyleyse iyi araştırın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Allah yolunda mücadele ve hicret
95 İnananlardan özür sahibi olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele edenler bir olmaz. Allah, mallarıyla ve canlarıyla mücadele edenleri oturanlara göre bir derece üstün kıldı. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir. Allah mücadele edenleri oturanlara göre büyük bir ödülle üstün kıldı.
96 Kendinden dereceler, bağışlama ve merhamet olarak. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
97 Melekler kendilerine haksızlık edenlerin canlarını alırken, Ne durumda idiniz? diye sorarlar. Onlar, Biz yeryüzünde zayıf bırakılmışlardık, derler. Melekler, Allah'ın yeri geniş değil miydi, orada göç etseydiniz ya, derler. İşte onların barınağı cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir.
98 Ancak erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmış, çaresiz ve yol bulamayanlar hariç.
99 İşte bunları Allah'ın affetmesi umulur. Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.
100 Kim Allah yolunda göç ederse, yeryüzünde gidecek çok yer ve bolluk bulur. Kim Allah'a ve Elçisine göç etmek için evinden çıkar da sonra ölüm ona yetişirse, onun ödülü Allah'a düşer. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Yolculukta namaz ve güvenlik önlemleri
101 Yeryüzünde yolculuk ettiğinizde, inkâr edenlerin size zarar vermesinden korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz inkâr edenler sizin apaçık düşmanınızdır.
102 Sen aralarında olup da onlara namaz kıldırdığında, bir grup seninle birlikte namaza dursun ve silahlarını yanlarına alsınlar. Secdeye vardıklarında diğerleri arkanızda olsun. Sonra henüz namaz kılmamış olan diğer grup gelsin, seninle birlikte namaz kılsınlar, tedbirli olsunlar ve silahlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler, silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gafil olmanızı isterler ki size ani bir baskın yapsınlar. Eğer yağmurdan dolayı bir sıkıntınız varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sakınca yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah inkâr edenlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
103 Namazı bitirdiğinizde ayakta, otururken ve yanlarınız üzerinde yatarken Allah'ı anın. Güvene kavuştuğunuzda ise namazı tam olarak kılın. Şüphesiz namaz, inananlara belirli vakitlerde farz kılınmıştır.
104 Düşman topluluğunu takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Üstelik siz Allah'tan onların ummadıklarını umuyorsunuz. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Adalet ve dürüstlük
105 Biz sana kitabı gerçekle indirdik ki insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Hainlerin savunucusu olma.
106 Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
107 Kendilerine ihanet edenleri savunma. Allah hain ve günahkâr olanı sevmez.
108 İnsanlardan gizlenmeye çalışırlar da Allah'tan gizlenmezler. Halbuki O, geceleyin hoşnut olmadığı sözleri düzenlediklerinde onlarla beraberdir. Allah, onların yaptıklarını kuşatmıştır.
109 İşte siz öyle kimselersiniz ki dünya hayatında onları savundunuz. Peki kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak? Yahut kim onların vekili olacak?
110 Kim kötülük yapar veya kendine zulmeder, sonra Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve çok merhametli bulur.
111 Kim günah kazanırsa onu ancak kendi aleyhine kazanır. Allah her şeyi bilen ve hikmet sahibidir.
112 Kim bir hata veya günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.
113 Allah'ın sana lütfu ve merhameti olmasaydı, onlardan bir grup seni saptırmaya çalışırdı. Onlar ancak kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın sana olan lütfu çok büyüktür.
114 Onların gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emreden başka. Kim bunları Allah'ın rızasını kazanmak için yaparsa, ona büyük bir mükâfat vereceğiz.
115 Kim kendisine doğru yol belli olduktan sonra Elçiye karşı çıkar ve inananların yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir varış yeridir orası.
116 Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse derin bir sapıklığa düşmüştür.
117 Onlar Allah'ı bırakıp yalnızca dişilere tapıyorlar. Aslında onlar ancak asi şeytana tapıyorlar.
118 Allah onu lanetledi. O da şöyle dedi: Andolsun ki kullarından belirli bir pay alacağım.
119 Onları mutlaka saptıracağım, onları boş ümitlere düşüreceğim, onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler. Kim Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinirse, şüphesiz apaçık bir ziyana uğramıştır.
120 Şeytan onlara söz verir ve onları ümitlendirir. Oysa şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.
121 İşte onların barınağı cehennemdir ve oradan kaçacak yer bulamazlar.
122 İman edip iyi işler yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada sürekli kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
123 Ne sizin kuruntularınızla ne de kitap ehlinin kuruntularıyla olacak. Kim kötülük yaparsa onunla cezalandırılır. Kendisine Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilir.
124 Erkek veya kadın, kim inanarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.
125 İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve İbrahim'in hanif dinine uyan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i dost edinmişti.
126 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Allah her şeyi kuşatmıştır.
Kadın hakları ve aile içi ilişkiler
127 Kadınlar hakkında senden görüş istiyorlar. De ki: Allah size onlar hakkında açıklama yapıyor. Size okunan Kitapta, kendilerine yazılmış olanı vermeyip evlenmek istediğiniz yetim kızlar, savunmasız çocuklar ve yetimlere adaletle davranmanız hakkındaki hükümler de buna dahildir. Yaptığınız her iyiliği Allah kesinlikle bilir.
128 Eğer bir kadın kocasının kötü davranışından veya yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında anlaşma yapmalarında bir sakınca yoktur. Anlaşmak daha iyidir. Nefisler cimriliğe hazırdır. Eğer iyilik eder ve Allah'tan sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
129 Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız. Öyleyse tamamen birine yönelip diğerini askıda bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
130 Eğer ayrılırlarsa, Allah her birini kendi genişliğinden zengin kılar. Allah'ın lütfu geniştir ve O hikmet sahibidir.
Allah'a iman ve takva
131 Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Size ve sizden önce kitap verilenlere Allah'tan korkun diye öğütledik. Eğer inkâr ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah zengindir, övgüye layıktır.
132 Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter.
133 Ey insanlar, Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah buna gücü yetendir.
134 Kim dünya ödülünü isterse, bilsin ki dünya ve ahiret ödülü Allah katındadır. Allah işitendir, görendir.
Adalet ve doğruluk
135 Ey inananlar! Kendiniz, anne babanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa, Allah için tanıklık ederek adaleti ayakta tutanlar olun. İster zengin ister fakir olsun, Allah ikisine de daha yakındır. Öyleyse adaletten sapmamak için arzularınıza uymayın. Eğer sözünüzü eğip bükerseniz veya tanıklıktan kaçınırsanız, bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
136 Ey inananlar! Allah'a, Elçisine, Elçisine indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği Kitaba inanın. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapkınlığa düşmüş olur.
137 İnanan, sonra inkâr eden, sonra tekrar inanan, sonra yine inkâr eden ve inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola iletecektir.
138 İkiyüzlülere acı bir azap olduğunu müjdele.
139 Onlar inananları bırakıp inkârcıları dost edinirler. Onların yanında güç mü arıyorlar? Oysa bütün güç Allah'ındır.
140 Size Kitapta şunu indirdi: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, başka bir söze geçmedikleri sürece onlarla oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Allah ikiyüzlüleri ve inkârcıları cehennemde bir araya getirecektir.
141 Onlar sizi gözetleyip duruyorlar. Eğer Allah'tan size bir zafer gelirse, Biz de sizinle beraber değil miydik? derler. Eğer inkârcılara bir pay düşerse, Biz size üstünlük sağlamadık mı, sizi inananlardan korumadık mı? derler. Allah kıyamet günü aranızda hüküm verecektir. Allah inkârcılara, inananlara karşı asla bir yol vermeyecektir.
142 İkiyüzlüler Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Oysa Allah onları aldatandır. Namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az anarlar.
143 Arada bocalayıp dururlar; ne bunlara ne de şunlara bağlanırlar. Allah'ın saptırdığı kimseye asla bir yol bulamazsın.
144 Ey inananlar! İnananları bırakıp inkârcıları dost edinmeyin. Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
145 İkiyüzlüler cehennemin en alt katındadırlar. Onlara bir yardımcı da bulamazsın.
146 Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'a sarılanlar ve dinlerini Allah için samimi kılanlar müstesna; işte bunlar inananlarla beraberdirler. Allah inananlara büyük bir ödül verecektir.
147 Eğer şükreder ve inanırsanız, Allah size neden azap etsin? Allah şükredenlerin karşılığını verendir, bilendir.
İkiyüzlüler ve inkârcılar
148 Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez, zulme uğrayan kimse hariç. Allah işitendir, bilendir.
149 Bir iyiliği açıklasanız veya gizleseniz ya da bir kötülüğü affetseniz, şüphesiz Allah affedicidir, güç sahibidir.
150 Allah'ı ve elçilerini inkâr edenler, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyenler, Bazılarına inanırız bazılarına inanmayız diyenler ve bunların arasında bir yol tutmak isteyenler var ya,
151 İşte onlar gerçekten inkârcılardır. Biz inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırladık.
152 Allah'a ve elçilerine inanan ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Yahudiler ve Hristiyanlarla ilişkiler
153 Kitap sahipleri senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Bize Allah'ı açıkça göster demişlerdi. Haksızlıkları yüzünden onları yıldırım çarptı. Sonra kendilerine açık kanıtlar gelmişken buzağıyı tanrı edindiler. Biz bunu affettik ve Musa'ya apaçık bir yetki verdik.
154 Sözlerini tutmaları için üzerlerine Tur'u kaldırdık ve onlara Kapıdan secde ederek girin dedik. Onlara cumartesi yasağını çiğnemeyin dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
155 Sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve Kalplerimiz kapalıdır demeleri nedeniyle onları lanetledik. Hayır, inkârları sebebiyle Allah kalplerini mühürlemiştir. Pek azı hariç inanmazlar.
156 İnkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftira atmaları nedeniyle.
157 Ve Allah'ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük demeleri nedeniyle. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler bundan şüphe içindedirler. Bu konuda zanna uymak dışında bir bilgileri yoktur. Onu kesinlikle öldürmediler.
158 Aksine Allah onu kendisine yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir.
159 Kitap sahiplerinden her biri, ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet gününde de o, onlara tanık olacaktır.
160 Yahudilerin yaptıkları haksızlık ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları nedeniyle, kendilerine helal kılınmış güzel şeyleri onlara yasakladık.
161 Yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle. İçlerinden inkâr edenlere acı bir azap hazırladık.
162 Fakat onlardan bilgide derinleşmiş olanlar ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir ödül vereceğiz.
Peygamberler ve vahiy
163 Biz sana vahyettik, tıpkı Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyüp'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
164 Daha önce sana anlattığımız peygamberler ve sana anlatmadığımız peygamberler gönderdik. Allah Musa ile doğrudan konuştu.
165 Müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdik ki insanların Allah'a karşı bir bahanesi olmasın. Allah güçlüdür, bilgedir.
166 Fakat Allah sana indirdiğine tanıklık eder. Onu kendi bilgisiyle indirmiştir. Melekler de buna tanıklık eder. Tanık olarak Allah yeter.
167 İnkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar gerçekten derin bir sapkınlığa düşmüşlerdir.
168 İnkâr edenleri ve haksızlık yapanları Allah asla bağışlamayacak ve onları bir yola iletmeyecektir.
169 Cehennem yolundan başka. Orada sonsuza dek kalacaklardır. Bu Allah için kolaydır.
170 Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden gerçeği getirdi. Öyleyse kendi iyiliğiniz için inanın. Eğer inkâr ederseniz, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah bilendir, bilgedir.
İsa'nın konumu ve Hristiyanlık eleştirisi
171 Ey Kitap ehli! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, sadece Allah'ın elçisi, Meryem'e ulaştırdığı sözü ve kendinden bir ruhtur. Allah'a ve elçilerine inanın. Üçtür demeyin. Kendi iyiliğiniz için bundan vazgeçin. Allah ancak tek bir ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.
172 Mesih de yakın melekler de Allah'a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklenirse, bilsin ki O, hepsini huzuruna toplayacaktır.
173 İnanıp iyi işler yapanlara gelince, Allah onların ödüllerini tam olarak verecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını bahşedecektir. Kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklenenlere gelince, onlara acı verici bir azapla azap edecek ve onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır.
174 Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir kanıt geldi ve size apaçık bir ışık indirdik.
175 Allah'a inanıp O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütfa sokacak ve onları kendine giden doğru yola iletecektir.
Miras hukuku
176 Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size kelale hakkında fetva veriyor. Eğer çocuğu olmayan ve kız kardeşi bulunan bir erkek ölürse, bıraktığının yarısı kız kardeşinindir. Erkek de, eğer kız kardeşinin çocuğu yoksa ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler, bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekler ve kızlar olursa, erkeğe iki dişinin payı kadar verilir. Allah size açıklıyor ki sapmayasınız. Allah her şeyi bilendir.